Nusayriler

Sosyal Yaşam

Sosyal Yaşam - Gelenek ve Görenekler

Arap Alevilerin yazılı bir tarihi olmamıştır. Sürekli yasaklı, baskı altında olduklarından böyle bir şansları da olmamıştır. Gelenek ve görenekler kuşaktan kuşağa aktarılarak bugünlere kadar getirilmiştir.

Nusayriler tarihleri boyunca hep başkalarının egemenliği altında, gördükleri baskı ve zulüm nedeniyle gizlenerek, saklanarak yaşamışlardır. Dini inançlarını, gelenek, göreneklerini ve kimliklerini gizlemişlerdir. Bu nedenle “Gizlilik”ve “Sır” ın yaşamlarında önemli bir yeri vardır. Gizlilik bugün eskisi kadar yaygın olmasa da hala sürmektedir. Yakın zamana kadar hemen tüm ailelerin çocuklarına ilk öğrettikleri şeylerden biri kimseye Arap Alevi olduklarını söylememeleridir.

Dini ibadetler gizlilik içinde yapılır. Kendi dışlarında kimsenin görmemesine, duymamasına özel önem verirler. Son dönemde kısmen değişiklik görülse de başka milliyetlerden ve inançlardan halklarla kız alınıp verilmez. Tüm bunlardan anlaşılacağı gibi Arap Alevilerde dışa kapalı bir yaşam tarzı vardır.

Arap Alevilerin dışa kapalı olması diğer halklarla birarada yaşamasına engel olmamıştır. Geçmişten bu yana Hatay bölgesindeki Hırıstiyan, Musevi, Süryani, Sünni, Ermeni, Türk, Kürt, Çerkes, Rum, Yahudi çeşitli milliyet ve inançlardan halklarla hep birarada yaşamışlardır. Bu halklar arasında hiç bir zaman düşmanlıklar, kavgalar olmamıştır. Yine, Adana, Mersin ve Tarsus’ta yaşayan Arap Aleviler Türklerle, Kürtlerle, Sunnilerle komşuluk yapmakta, onlarla iç içe yaşamaktadır.

Arap Alevilerin içe kapanık yapısı son yıllarda değişikliğe uğramaya başlamıştır. Emperyalizmin halklarımıza dayattığı yoz-kozmopolit kültür Arap Alevilerde de etkisini göstermekte, gelenek, görenek ve yaşam tarzında da bir bozulmaya yolaçmaktadır. Toplumsal dayanışma, paylaşım, yerini giderek bencilliğe, herşeyin maddiyat olarak görülmesine bırakmaktadır.

Arap Aleviler, geçimlerini geçmişten bugüne kadar esas olarak topraktan sağlamışlardır. Çiftçilik en yaygın meslektir. Hatta bazı bölgelerde “Fellah” denmesinin nedeni de budur. Bu kelimenin Arapçada birçok karşılığı vardır. “Azab” yani köle olarak da, ekin biçen çiftçi olarak da ifade edilir. Bugün de Arap Alevilerin azımsanmayacak bir kesimi hala çiftçilik yapmaktadır. Hatay’ın sınır bölgesinde olması nedeniyle Ortadoğu halkları özellikle de Suriye’dekilerle yakın ilişkileri vardır. Bir kısmı Suudi Arabistan başta olmak üzere Libya, Ürdün, Kuveyt ve Suriye’de çalışmaktadır. Suriye’de öğrenim gören gençler de bulunmaktadır. Avrupa’ya daha çok da Almanya’ya gitmiş olanları da vardır. Bunun yanında otobüs ve kamyon taşımacılığı da çok yaygındır ve çoğu Ortadoğu ülkelerinde iş yapmaktadır.

Aile çocuğuna ilk önce onurlu, namuslu, dürüst ve adaletli olmasını, insanlara haksızlık etmemesini öğretir. Arap alevi halkında erkek çocuğun önemli bir yeri vardır. İlk doğacak erkek çocuk için adaklar adanır. Doğduğunda kurbanlar kesilir. Bazen saçının tümü veya ele gelecek kadar bir tutamı 7 yaşına kadar kesilmez. 7 yaşında saçın kesilmesinde dini tören yapılır, kurban kesilir.

Arap Alevilerin yaşamında dinin büyük etkisi vardır. Yaşamdaki ilke ve değerler dini inanışa göre belirlenmektedir. Bu nedenle, kadercilik, şükürcülük, boyun eğme de oldukça yaygındır. Ölen canlının (insan veya hayvan) ruhunun anında başka bir canlıda yeniden doğduğuna inanılır. Ölen insan dünyaya yeniden bir insan olarak gelebileceği gibi bir hayvan olarak da gelebilir. Tabii hayvanın da insan olarak gelmesi mümkündür. Bu inanış öylesine yaygındır ki, bazen ölen bir insanın ruhunun kime geçtiğinin bilindiğine bile inanılmaktadır.
Bugün 6 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol