Nusayriler

Ehl-i Beytt'in Faziletleri

·         Resulullah (saa) Sakif boyuna hitaben şöyle buyurdu: "Gerektiği gibi Müslüman olacak mısınız, yoksa üzerinize nefsim gibi birini gönderirim ki boyunlarınızı vurur, soyunuzu esir eder ve mallarınızı elinizden alır" Sonra  Resulullah (saa) Hz. Ali'ye iltifat ederek onu elinden tutarak şöyle buyurdu: "O adam budur, o adam budur"   

·         Resulullah (saa) şöyle buyurdu: "Ali bendendir, ben de Ali'denim,  kendi yerime ancak ben veya Ali eda edebilir".

·         Ümmü Seleme'den naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu:  "Ali hakladır, hak da Ali'yledir, ikisi Kıyamet Günü’nde havuz başına varana dek birbirinden asla ayrılmazlar". 

·         Cabir bin Abdullah el-Ansari dedi ki: Resulullah (saa)’ın İmam Ali hakkında buyurduğu birtakım özellikler duydum ki, onlardan bir tanesi bir şahısta olsaydı, ona fazilet ve şeref olarak yeterliydi. O özellikler onun bu buyruklarıdır:

·         “Ben kimin mevlası isem Ali de onun  mevlasıdır.”

·         “Ali benden Harun’un Musa’ya olan konumundadır.”

·         “Ali benden, ben de ondanım.”

·         “Ali benden, nefsim gibidir. Ona olan itaat bana itaattir,  ona karşı asi olmak bana karşı asi olmaktır.”

·         “Ali’nin savaşı Allah’ın savaşıdır. Ali’nin barışı Allah’ın  barışıdır.” 

·         “Ali’nin dostu Allah’ın dostudur. Ali’nin düşmanı Allah’ın  düşmanıdır.”

·         “Ali, Allah’ın yaratıklarına olan hüccetidir.”

·         “Ali’yi sevmek iman, onu buğz etmek küfürdür.”

·         “Ali’nin tarafı Allah’ın tarafıdır, Ali’nin düşmanlarının tarafı da Şeytan’ın tarafıdır.”

·         “Ali hakladır, hak da Ali’yledir. İkisi birbirinden ayrılmazlar.”

·         “Ali Cennet ve Cehennem’in bölüştürücüsüdür.”

·         “Ali’den ayrılan benden ayrılmıştır, benden ayrılan da Allah’tan ayrılmıştır.”

·         “Ali’nin şiası (yandaşları) Kıyamet Günü’nde kurtulmuş olanlardır.”

·         “Önde geçenler, öne geçmişlerdir” (Vakia Süresi 10. Ayet)

·         İbn-i Abbas bu ayet için dedi ki: “Bu ümmetin önde gideni Ali bin Ebi Talib’dir.” 

·         Ebu Zer’den naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu: “Sen bana bana ilk iman eden ve kıyamet gününde benimle ilk tokalaşacak olansın. En büyük sıddık sensin. Hak ile batılı birbirinden ayıran faruk sensin. Sen müslümanların üstadısın, mal ise kafirlerin üstadıdır.” 

·         Hz. Ali: “Perde kaldırılırsa yakinim (bilincim) artmaz benim.” 

·         Hz. Ali şöyle buyurdu:  "Sorun benden beni yitirmeden, bana gök yollarını sorunuz, onları yeryüzü yollarından daha iyi tanırım".

·         Hz. Ali şöyle buyurdu: “Konuşan  Kur’an benim.”

·         İbn Abbas şöyle anlatıyor: Emirü'l-Müminin Ali (a.s) "Bismillahirrahmanir-rahim"in "ba"sının tefsirinde gecenin evvelinden sonuna kadar benim için konuştu.

·          İbn-i Abbas dedi ki: Kuran 7 harf üzerine indi. Her harfin bir zahir bir de batını vardır. Ali’nin yanında da Kuran’ın zahir ve batın ilmi vardır. 

·         El-Kelbi’den naklen, Abdullah bin Abbas şöyle demiştir: “Resulullah (saa)’ın ilmi Allah’tandır. Benim ilmim Ali’dendir. Benim ve tüm sahabenin ilmi, Ali’nin ilmi yanında ancak yedi denizden bir damla kadardır.” 

·          İbn-i Abbas’tan dedi ki:  "Hikmet on parçaya bölünda. Dokuz parçası Ali’ye verildi ve bir parçası da insanlara verildi. Ali de o parçayı insanlardan daha iyi bilir".

·          İbn-i Mesud dedi ki: Resulullah’ın yanındayken ona İmam Ali’nin ilmi hakkında soruldu. Bunun üzerine Resulullah buyurdu ki: “Hikmet on parçaya bölünda. Dokuz parçası Ali’ye verildi ve bir parçası da bütün insanlara verildi. Ali de o parçayı da insanlardan daha iyi bilir.”

·          Selman dedi ki: Resulullah şöyle buyurdu: “Ümmetimin en bilgini Ali bin Ebi Talib’dir” .

·         . Resulullah (saa) Hz. Ali'nin kolundan tutarak şöyle buyurmuştur: "Bu sadıkların imamı, kafirlerin katilidir. Ona yardımcı olana yardım olunur, ondan yardımı esirgeyenden yardım esirgenir."

·          Ali bin Musa el-Rida (as)’dan, babası ve dedelerinden,  Hz.Ali 'den naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu: "Ey Ali, ben ilmin kentiyim, sen de kapısısın, her kim kente, kapıdan değil de başka bir yerden geçtiğini söylerse yalancıdır". 

·          Hz.Ali 'den naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu: “Ben ilmin kentiyim, Ali de kapısıdır. Evlere ancak kapılarından girilir”.

·          İbn-i Abbas’tan naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu: “Ben cennet kentiyim, Ali de kapısıdır, her kim cenneti isterse kapıya gelsin.”

·          Ebu Said Bahteri’den şöyle rivayet etmektedir: “Hz. Ali (a.s)’ı Kufe minberinde gördüm. Peygamber (s.a.a)’in yün elbisesini giymiş, sarığını takmış, kılıcına dayanmıştı. Sonra minbere oturup şöyle buyurdu:

·         “Beni kaybetmeden önce bana sorunuz. Şüphesiz şu göğsüm ilimle doludur. Şu içim ilim yatağıdır. Bu Peygamber (s.a.a)’in (ağzıma sürdüğü) tükürüktür. Peygamber (s.a.a) bana böylece ilmin tanelerini yedirdi. Allah-u Teala’ya and olsun ki oturup Tevrat ehline Tevrat’la, İncil ehline de İncil’le hüküm verecek olsam ve Allah-u Teala da o iki kitabı konuşturacak olsa şöyle derler: “Ali sizlere bizimle hak üzere hüküm verdi. Siz kitabı okuyorsunuz, hâla akıl etmeyecek misiniz?” 

·         İbn-i Abbas’dan naklen Hz. Ali (a.s)’nin minberde şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: “Beni kaybetmeden bana Allah’ın kitabından sorun. Her ayetin nerede indiğini, dağda mı, yumuşak toprakta mı indiğini herkesten iyi bilirim. Bana fitneleri sorun, her fitnenin ne zaman kopacağını ve onda öldürülecekleri bilirim.” 

·         Said bin Musib dedi ki: Sahabeden Ali’den başka hiç kimse ‘bana sorunuz’ diyemedi. 

·         “Biz her şeyi apaçık bir imamda saymışız” (Yasin Süresi: 12)

·         Abdullah bin Mes’ud dedi ki: “Kur’ân yedi harf üzere inmiştir. Her harfin bir zahiri, bir de batını vardır. Zahir ve batın ilmi ise Hz. Ali (a.s)’ın nezdindedir.” 

·         Hz. Hüseyin (as)  buyurdu ki: “Biz her şeyi apaçık bir imamda saymışız” ayeti indiğinde Resulullah  (saa)’a sordular ki: Ey Resullullah, Kuran’ da geçen bu imam Tevrat, İncil, Zebur veya Kuran mıdır? Resulullah (saa): Hayır, dedi. O anda babam (Hz. Ali) Resulullah (saa)’ın huzuruna geldi. Bunun üzerine Resulullah (saa) şöyle buyurdu: İşte, Allah’ın her şeyin ilmini içinde saydığı imam şudur. 

·         Ammar bin Yasir hazretleri dedi ki: “Müminlerin Emiri Hz. Ali (as) ile beraber giderken, karıncalarla dolu bir vadiye vardık. Ben ona: Ey Müminlerin Emiri, Allah’ın yarattıklarından bu karıncaların sayısını, aralarında kaç erkek ve kaç dişi mevcut olduğunu bilen birini bilir misin? diye sordum. Hz. Ali şöyle cevap buyurdu: Evet, ben bir kişiyi tanırım ki  bu karıncaların sayısını, aralarında kaç erkek ve kaç dişi olduklarını bilir.  Ben dedim ki: O kişi kimdir? Buyurdu ki: Ey Ammar, Yasin süresindeki (12.Ayet) “Biz, her şeyi apaçık bir imamda saymışız” ayetini okumadın mı? Dedim ki: Evet ey Mevlam. Bunun üzerine Müminlerin Emiri şöyle buyurdu: İşte o apaçık İmam benim. (Karıncaların sayısını, içlerinde kaç erkek ve kaç dişi olduklarını ben bilirim)”

·         Ebu Zer  dedi ki:  “Ali aleyhisselam ile yürürken karıncalarla dolu bir vadiye vardık.  Allahu ekber, tenzih ederim bunların sayısını bilene, dedim. Bana dedi ki: Öyle deme, bunları yaratanı de. Ben Allah’ın izniyle bunların sayısını, aralarında kaç erkek ve kaç dişi olduklarını bilirim” 

·         Hz. Cafer es-Sadık (as) şöyle buyurdu: “Biz, her şeyi apaçık bir imamda saymışız” aeti Emir’ül Müminin Hz. Ali (as) hakkında inmiştir. 

·         Asbağ bin Nebate diyor ki: İmam Ali’nin şöyle buyurduğunu duydum: “Resulullah bana bin kapı öğretti, her kapı bin kapıyı açar. Böylece birmilyon kapı oldu ki, şimdiye kadar olan ve kıyamet gününe kadar olacak her şeyi öğrendim.” 

·         Ümmü Seleme'den naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu: "Allah her peygambere bir Vasi  tayin etti, Ali de soyumda, Ehli Beytimde ve ümmetimde benden sonra vasimdir" 

·         Enes b. Malik'ten şöyle naklediyor: "Peygamber (s.a.a) abdest alarak iki rekat namaz kıldılar ve sonra şöyle buyurdular: "Bu kapıdan sana doğru içeri girecek ilk şahıs, muttakilerin imamı, Müslümanların efendisi, dinin önderi ve vasilerin sonuncusudur." O sırada Ali (a.s) içeri girdi. Peygamber kimin geldiğini sorunca Ali, dedim. Bunu işiten Peygamber (s.a.a) Ali'ye doğru gelerek onu sevinçle kucakladı. 

·         Ebu Büreyde ve babasından naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu: "Her Peygamberin bir vasisi ve varisi olur, benim vasim ve varisim de Ali'dir" 

·         İmam Cafer es-Sadık, babası ve dedelerinden naklen, Resulullah (saa) İmam Ali’ye hitaben şöyle buyurdu: "Ey Ali, ben peygamberlerin sonuncusu olmasaydım, sen peygamberliğime ortak olurdun. Sen peygamber değilsin, ama peygamberin vasisi ve varisisin. Sen vasilerin üstadı ve takva sahiplerinin imamısın" 

·         Asbağ bin Nebate dedi ki: Emir’ül Müminin bir hutbesinde şöyle buyurdu: “Ey insanlar, yaratılmışların imamı ve yaratılmışların en hayırlısının vasisi benim. Ben tahir ve hadi olan zürriyetin babasıyım. Resulullah (saa)’ın kardeşi, vasisi, safiysi ve habibi benim. Müminlerin Emiri, elleri ve ayakları temiz olanların önderi ve vasilerin seyyidi benim. Bana karşı savaşmak, Allah’a karşı savaşmaktır. Bana karşı barış içinde olan, Allah’a karşı barış içindedir. Bana itaat etmek Allah’a itaat etmektir. Benim velayetim, Allah’ı velayetidir. Bana tabi olanlar Allah’ın evliyalarıdır ve bana yardımcı olanlar Allah’a yardımcı olanlardır.” 

·         İmam Cafer-i Sadık, babası ve dedelerinden naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu:  “Ey Ümmü Seleme, kendin duy ve söyleyeceklerime şahid ol. Bu Ali, dünyada ve ahirette kardeşimdir, kendisi dünyada sancağımı taşıdığı gibi yarın Kıyamet gününde de Liva-i hamdi taşıyacaktır. Bu Ali, vasim, bana lazım olacak şeyleri yerine getirecek ve münafıkları Cennet’teki Kevser Havuzu’mun kenarından kovacak olandır. Ey Ümmü Seleme, bu Ali müslümanların seyyidi, takva sahiplerinin imamı, elleri ve ayakları temiz olanların önderidir. Kendisi ahdi bozanlara, adaletten sapıp zulmedenlere ve dinden çıkanlara karşı savaşıp onları öldürendir.” Ümmü Seleme dedi ki: “Ey Resulullah, ahdi bozanlar kimlerdir?” Resulullah buyurdu ki: “Onlar, Ali’ye Medine’de beyat edip, Basra’da beyati bozanlardır.” Ümmü Seleme dedi ki: “Ey Resulullah, adaletten sapıp zulmedenler kimlerdir?” Resullah buyurdu ki: “Onlar Ebu Süfyan’ın oğlu (Muaviye) ve Şam’daki yardımcılarıdır.” Ümmü Seleme dedi ki: “Ey Resulullah, dinden çıkanlar kimlerdir?” Resulullah buyurdu ki: “Onlar, Nehrivan ashabıdır (Haricilerdir)” 

·         “Senden önceki peygamberlere sor” (Zuhruf Süresi 45. Ayet)

·         İbn-i Abdül Birr dedi ki: Resulullah (saa) isra gecesinde miraca çıktığında Allahu Teala onunla birlikte peygamberleri bir araya topladı ve şöyle buyurdu: “Ey Muhammed, ‘Senden önceki peygamberlere sor,’ ne üzere gönderildiniz?” Peygamber efendimiz onlara sorunca onlar dediler ki: “Biz, Lâ ilâhe illallâh şahadeti, senin peygamberliğinin ikrarı ve Ali bin Ebi Talib’in velayeti üzerine gönderildik.” 

·         İmam  Cafer-i Sadık, babası ve dedelerinden, İmam Ali’den naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu:  “Fatıma kalbimin sürurudur. Oğulları ise ilmimin semeresidir. Kocası da gözlerimin nurudur. Evladından olan imamlar da, Rabbimin emanı ve gökten yere uzanmış Allah'ın ipidir. Her kim onlara tutunursa kurtulur ve her kim muhalefet ederse aşağılara düşüp helak olur.” 

·         Hz. Ali, Cabir bin Abdullah el-Ansari ve Mücahit'ten naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu:  "Ben ilmin kentiyim, Ali de kapısıdır, her kim ilim isterse kapıya gelsin" 

··         İbn-i Ömer dedi ki: Resulullah (saa)’a sordular ki: Mirac gecesinde Allah seninle kimin lugatı ile muhatap oldu? Resulullah buyurdu ki: Allah, Ali bin Ebi Talib’in lugatı ile bana muhatap oldu ve bana ilham edip ona sordum ki: Ey Rab, sen mi bana muhatap oluyorsun yoksa Ali mi? Allah bana buyurdu ki: Ey Ahmed, ben eşyalar gibi bir şey değilim, insanlar ile kıyas edilemem ve eşyalar ile vasıflanamam. Seni nurumdan yarattım ve senin nurundan Ali’yi yarattım. Kalbinin içine baktım, kalbinde Ali bin Ebi Talib’den daha sevgili olanı görmedim ve böylece kalbin mütmain olsun diye onun lugatı ile sana muhatap oldum. 

·         İmam Ali Şura ehline dedi ki:  “Allah aşkı için söyleyin,  Resulullah (saa)’ın: ‘Sen cennet ve cehennemi bölensin’ buyruğunu içinizden benden başkasına buyurduğunu duydunuz mu? Beş kişi dediler ki: “Allah için  senden  başkasını  bu sözü buyurduğunu duymadık” 

o   “Siz ikiniz, atın Cehennem’e her inatçı kafiri” (Kaf Süresi 24. Ayet)

·         Ebi Said el-Hudri’den naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu:  Kıyamet Günü olduğunda Allahu Teala bana ve Ali’ye şöyle buyuracak: Sizi buğz edenlerinizi Cehennem’e, sevenlerinizi de Cennet’e geçirin. Bu da onun şu buyruğudur: “Siz ikiniz, atın Cehennem’e her inatçı kafiri” maksat peygamberliğimde kafir olup, Ali'nin  itaatinde inatlık edendir. 

·         Bir gün Harun İmam Rıza (a.s)’a şöyle dedi: “Ya Ebe’l- Hasan! Ceddin Emir’ul- Muminin Ali bin Ebi Talib’den bana haber ver; Hangi delil ve sebepten dolayı O cennetle cehennemi bölendir? Bu söz sürekli olarak zihnimi meşgul etmektedir.” İmam Rıza (a.s) cevaben şöyle buyurdular: “Ey müminlerin emiri! Babanın dedelerinden, onların da Abdullah bin Abbas’tan şöyle naklettiklerini görmemiş misin?: Resulullah (s.a.a)’den duydum ki şöyle buyuruyordu: ‘Ali’nin sevgisi imandır, buğzu ise küfürdür.” Memun; “Evet görmüşüm” dedi. İmam Rıza (a.s); ‘İşte bu, cennetle cehennemin bölünmesidir; bundan dolayıdır ki Hz. Ali (a.s) cennetle cehennemi bölendir.” Memun İmam (a.s)’ın bu sözü üzerine; “Ya Ebe’l- Hasan, Allah beni senden sonra yaşatmasın; tanıklık ediyorum ki sen Resulullah’ın ilminin varisisin.” dedi.

·         Ebu Salt-ı Herevi diyor ki: İmam Rıza (a.s) evine döndükten sonra; “Ey Resulullah’ın oğlu! Memun’a ne kadar da güzel cevap verdiniz!” dediğimde İmam (a.s) şöyle buyurdular: “Ben onun kabul edeceği bir yolla konuştum. Ant olsun Allah’a, babamdan duydum ki babaları vasıtasıyla Hz. Ali (a.s)’dan şöyle naklettiler: ‘Ya Ali! Sen kıyamet günü cennetle cehennemi böleceksin; ateşe diyeceksin ki; Bu (adam) benimdir, bu da seninindir.” 

·         İmam Ali’den naklen, Resulullah (saa) şöyle buyurdu: “Ey Ali, sen benim vasimsin. Senin savaşın benim savaşımdır, senin barışın da benim barışımdır. Sen imamsın ve aynı zamanda onbir imamın babasısın, onlar masum ve temiz olanlardır. Dünyayı adalet ve hak ile dolduracak olan Mehdi de onlardadır. Onları buğz edenlerin vay haline olsun. Ey Ali, bir kişi seni ve evladını Allah ile severse, Allah o kişiyi sizlerle beraber haşr edecektir. Sizler de benimle yüksek derecede olacaksınız. Ey Ali sen Cennet ve Cehennem’i bölensin. Seni sevenleri Cennet’e ve seni buğz edenleri de Cehennem’e geçireceksin.” 

·         Resulullah (saa) şöyle buyurdu:  "Kıyamet Günü’nde Ali bin Ebi Talib, Cennet’in yüksekliklerinde olan Firdevs Dağı’nın üzerinde bulunacak, o dağın üstünde Alemlerin Rabbinin arşı ve altında kol kol akan Cennet’in içine akan nehirler vardır, kendisi nurdan bir kürsüye oturup elinde tesnim (içecek) olacak, onun ve Ehl-i Beyt’inin velayetini kabul etmeyenler, Sırat’ın üstünden geçemeyecek. Ali o gün, sevenlerini Cennet’e, buğz edenlerini de Cehennem’e geçirecektir"

·         Şafii Mezhebinin imamı Şafii diyor ki:

·         “Ali’nin sevgisi kalkandır,

·         Cehennem ve Cennet’i bölendir,

·         Mustafa’nın gerçek vasisidir,

·         İnsanların ve cinlerin imamıdır.” 

·         İmam Cafer’üs-Sadık babalarından, Ali bin Ebi Talib'ten naklen Resulullah (saa) şöyle buyurdu: "Ey Ali, sen benden Şit'in Adem'e olan mertebesinde, Sam'ın Nuh'a olan mertebesinde, İshak'ın İbrahim'e olan mertebesin-de Ki Allah’ın buyurduğu gibi: 'İbrahim de bunu oğullarına vasiyyet etti ve  Yakup da' (Bakara-132), Harun'un Musa'ya olan mertebesinde ve Şem'un'un İsa'ya olan mertebesindesin, sen de benim vasim ve varisimsin. Sen onlardan daha kıdemli, daha bilgili ve daha anlayışlısın, kalbin onların kalplerinden daha şecaatlidir, sen onlardan daha cömertsin. Sen ümmetimin imamı ve Cennet ve Cehennem’in taksimcisisin. Senin sevginle müminler, kafirler ve münafıklar ayırt edilir." 

·          Yazımı burada sona ermiştir..Sitemizi ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederiz..

Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol